“Ne enkaz altındakiler duyabildi sesimizi ne de üstündekiler !” Kahramanmaraş’ın kaderi bu olmuştu. Her 100 yılda bir kendini kurtarmak…
5 Şubat 2023 Pazar günü; hayat sıradan, soğuk yağışlı bir haftasonu bitiyordu Kahramanmaraş’ta. Yağan kar nedeniyle çocuklar heyecanlanmış tatillerinin 1 gün de olsa uzaması ihtimaliyle karı izlemeye başlamıştı.
Bir daha asla okula gitmek mümkün olmayacaktı bazı çocuklar için. Unutulmuş bir şehirde monoton hayatlar bir günü daha bitirmişti. Acılarımızla, sevinçlerimizle, kederlerimizle yatağa girmiştik. Bir daha asla hiçbir şeyin normal olmayacağını bilmiyorduk. Eskiye dönemeyeceğimizin farkında değildik.
6 Şubat 2023 Pazartesi saat 04:17 milyonlarca insanın aynı anda uykusu bölünmüştü. Sallanıyorduk. -Ömrüm boyunca sürecek sanmıştım.- Hiç bitmeyecek gibiydi. Kulaklarımızı dolduran gürültüler vardı. Sesler geliyordu. İnsanlar telaş içindeydi. Hayatta kalanlar koca bir şehrin karanlığa ve tarihe gömülüşüne şahit olmak zorunda kalmıştı.
Dünya tarihinde görülmemiş kara depremleri hiç durmadan art arda en hafif tabirle yerden yere vurmuştu kocaman bir bölgeyi. Hayat kimi için 5, kimi için 10 saniyeydi. Kimisi içinse günlerce bitmek bilmez sancılı bir sondu. Çok acı çektik. Küslükler o günden sonra bu şehirde manasını yitirmişti. Sığmadığımız evler bizlere mezar olmuştu. Tarihinin en büyük mezarlıklarından biri olmuştuk. Sadece saniyeler içinde.
“Ne enkaz altındakiler duyabildi sesimizi ne de üstündekiler !”
Kahramanmaraş’ın kaderi bu olmuştu. Her 100 yılda bir kendini kurtarmak…
Yıkım çok büyüktü. Kendi kendimize kurtulmaya çalışsak da çok can kaybettik. Kimseye duyuramadık sesimizi. “O iyi insanlar o güzel atlara binip gittiler.” diyor ya şair, giden çoktan gitmişti. (Gidene mi zordu yoksa kalana mı ? Bu soruya ömrüm boyunca verecek cevabım yok. Gidene de zor oldu kalana da. )
Milletimiz koştu sonra yardımımıza, farklı memleketlerden minicik yavrularımız dahi varsa iki hırkası birini buraya yollamıştı. Hırkasıyla yavrularımızı ısıttığı yetmezmiş gibi cebine de bir not bırakıp yüreklerimizi de ısıtmaya çalışmışlardı.
Acılarımız da yasımız da çok taze. Biz bu kabustan hala uyanamadık. Bizim bu günleri unutmak gibi bir lüksümüz yok, unutturmayacağız da. Sahipsiz bir şehir de olsak, birlikte ayağa kalkacağız. 100 yıl önce yaptığımız gibi küllerimizden doğacağız. Başka çaremiz yok!
Deprem felaketinden etkilenen tüm illerimizde kaybettiğimiz tüm canlarımıza Allah rahmetiyle muamele eylesin. Mekanları cennet ruhları şad olsun. Milletimizin başı sağolsun.